Türk dizi tarihinin en iddialı aksiyon sahnelerinin yer aldığı 42'nci bölüme, Osman Bey ve Alplerinin Bizans ordusuyla karşı karşıya geldiği nefes kesen savaş sahnesi damgasını vuracak. Osman Bey, çağrısı üzerine Söğüt'teki toya katılmak için yola düşen ve Flatyos ve adamları tarafından şehit edilen Türk beylerinin intikamını almak üzere canını ortaya koyarak savaşa girecek.

Faysal, hakikatte Batıni davasını Şelemzar’a hâkim kılmak; görünürde İlteber ile akrabalık bağı kurup Şelemzar’daki ticari faaliyetlerine meşruiyet kazandırmak ve Selçuklu’nun üzerine uyguladığı baskıdan kurtulabilmek için Turna ile evlenmek istemişti. Sahip olduğu maddi güçle de İlteber’i bu evliliğe ikna etmeyi başarmıştı. Faysal ile evliliğin eşiğine gelmiş olan Turna ne yapacaktır? İlteber’i bu evlilikten vazgeçirtecek olan sebep ne olacaktır?

1915 yılında bir Anadolu kasabasında başlayan Mendilim Kekik Kokuyor, Hasan ve amcasının oğlu Yusuf’un ikisinin birden gönlüne Elife kaptırması ile başlıyor. Bu sırada seferberlik ilan edilir. Herkes Çanakkale cephesine doğru yola çıkacaktır. Hızlı davranan Yusuf, Elife aşkını ilan eder ve Hasan’ında başka bir sevdiği olduğu yalanını söyler. Oysa Elif Hasana ilgi duymaktadır. Bu sebeple Hasana vermek için kekik kokulu bir mendil hazırlamıştır ama Yusuf gizlice mendili de alır.Cephede ise

Kırım Türklerini kurtarmak için Rus filosunun boğazdan geçişine müsaade eden Abdülhamid, meselenin gizlilik içinde sonuçlanmasını ister. Hechler ise gücünü Selanik Mason Locası ile birleştirerek planın ifşa olmasını sağlamaya çalışır. Oğlu Ali Osman’ın kimin elinde olduğunu bilmeyen Eşref Aziz, ona ulaşmak için her yolu dener. Naime ve Aliye bu kez Saliha Sultan’ı saraydan göndermek için tehlikeli bir yol seçerler. Stefano da onlara yardım edecektir. Naime, annesi Bidar Sultan’ın kaderini

1894 Fransa’sında Yüzbaşı Alfred Dreyfus yalan ithamlar neticesinde hainlik ile suçlanır ve ömür boyu hapis yatması için Şeytan Adası’na gönderilir.

Hasan Sabbah, yapmaya mecbur olduğu eylemler neticesinde Nizamülmülk ve Sencer’in şüphelerini üzerine çekmişti. Son olarak; başında olduğu Batıni teşkilatlanmasının birçok sırrını içinde barındıran Sırlar Kitabı’nın Selçuklu’nun eline geçmek üzere olduğunu bilen Hasan Sabbah, bizzat harekete geçmiş ve kitabı Sencer’den önce bulmayı başarmıştı. Ne var ki; kitabı kurtardığı sırada, Sencer’e yakalanmıştı. Sencer, Hasan Sabbah’ın sırrını açığa çıkarabilecek midir? Hasan Sabbah üzerine yöneltilecek

Alaeddin Keykubatın zehirlenmesinin ardından tahta geçen Gıyaseddin Keyhüsrev, Anadolu Selçuklu Devletinin topraklarını koruyacak yetenekte bir hükümdar olmadığından, Moğol Ordusunun iştahını kabartır. Devlet, yıkılma tehlikesi altına girer. Ancak Emir Celaleddin Karatayın (Mehmet Aslantuğ) kadın, erkek, genç ve yaşlısıyla topyekün örgütlediği halk, tüm gücüyle Moğollara direniş için hazırlık yapmaktadır.

Abdülhamid, Ahmet Nuri vasıtasıyla başka ihanet eden paşa olup olmadığını tespit etmeye çalışır. Ahmet Nuri Hechler’de gizli olan, masonlara büyük darbe vuracak evrakın peşindedir. Gizli deftere ulaşan Eşref Aziz, hem geçmişe dair hesaplaşmasını sonlandırmak, hem de oğlu Ali Osman’ı kurtarmak için Tatavlalı’nın izini sürer.

Kayı beyi olarak kılıç kuşanmasının ardından Türk kağanlarının emanetlerini Bamsı Bey'den teslim almak üzere yola çıkan Osman Bey; obada ve uç bölgesinde nizamını kurmak için çalışmaya başlar. Ancak Flatyos'un kaçışı ve Bala Hatun'un zehirlenmesiyle sarsılacaktır.

Faysal’ın kafilesini durdurup Rüstem’i yakalamaya çok yaklaşmış olan Sencer, Tapar tarafından engellenmiş, Rüstem’i yakalamaktan son anda alıkonulmuştu. Tapar ve Sencer saraya geldikleri vakit, Arslantaş, Rüstem’i saraya getirmeyi başarmıştı. Arslantaş, Rüstem’i nasıl yakalamıştır? Rüstem’in Şelemzar’dan çıkarmayı başardığı Sırlar Kitabı’nı ele geçirebilmiş midir? Altın kervanıyla Rüstem’i kaçıran Faysal’ın Batıni olduğu ortaya çıkacak mıdır?